Karadan, karadan gidilemeyen yerlere denizden erişildiği keşifler çağı bir bakıma dünyanın küçülmesi, dünyadaki canlı varlıkların değiş tokuşu olanağını yarattı.

Avrupa merkezli deniz seyahatleri flora ve fauna değişimi işlevi de gördü.

Uzaklara yolculuk insana özgü merakın yanı sıra değişen ekonomik ilişkilerin de kaçınılmaz gereğiydi. Uzaklardaki değerleri sahiplenmek, oralardaki ham maddeleri anavatana taşıyıp değerlendirmek önemli etkenler oldu.

Portekizli ve İspanyol denizcilerle başlayan uzaklara seyahate ilerleyen dönemlerde Hollandalılar, Fransızlar, İngilizler ve Almanlar da eklendi.

Anavatanda başarı kazanan Fransızlar uzakları keşfetme, oralara erişme kolaylığına kavuştu.

Louis-Antoine de Bougainville dünyanın çevresini dolaşan ilk Fransız denizcisi sıfatıyla Tahiti’ye kadar gitti.

O zamanların ve seyahatlerin yaygın alışkanlığı gidilen yerlerden örnek olarak insan, hayvan ve bitki gibi canlıların anavatana taşınmasıydı. Ulaşım ve erişim olanaklarının şimdikinin uzağında olduğu o yıllarda canlıların gemiyle anavatana taşınması göz ardı edilmesi düşünülemeyecek bir ayrıntıydı.

Tahiti yerlisi Ahutoru Boigainville’in gemisine aldığı canlılardan yalnızca birisiydi.

Dönüş yolunda uğradığı Brezilya’dan gemisine aldığı süs bitkisi belki de hiç kimsenin ilgisini çekmemişti.

Biz Akdenizlilerin tanışık olduğu görüntü

Aradan geçen 200 yıldan sonra yeni yerini seven ve özellikle Akdeniz kuşağında coşan, rengârenk çiçekleriyle yaşam mekânlarımızın vazgeçilmezine dönüşen begonvilin kendisini Avrupa’ya getiren denizcinin adıyla anılmasına şaşmamak gerek.

Bu hünerli denizcinin yaptıklarıyla anılmak yerine adının bir çiçekte yaşıyor olması da bir o kadar şaşırtıcı olmalı.

Yazının esin kaynağı


Ceyhun Balcı

25.09.2019

Posted in ,

Yorum bırakın