“Hiçbir iyilik cezasız kalmaz!”
Bolivya’nın seçilmiş Başkanı Evo Morales’in başına gelenden sonra insanın yukarıdaki söze inanası geliyor.
Evo Morales ABD emperyalizminin arka bahçesi olarak görülen Latin Amerika’da son yıllarda kendisini gösteren ulusalcı-solcu-halkçı dalganın önemli kişiliklerinden birisi olarak sivrildi.


Alpaka yününden örme kazağıyla ve sürekli gülümseyen yüzüyle Bolivya’nın ilk yerli başkanı olarak belleklerimizde yer aldı.
Vatan satıcılığında sınır tanımayan Amerikancı Bolivya başkanlarının tersine ülkenin ve halkın çıkarlarını en üstte tuttu. Kişisel çıkar ve yakın çevreye ayrıcalık tanıma gibi bu coğrafyanın tanıdık davranışlarını sergilemedi.
2006 yılının eylül ayında Bolivya’nın başkenti La Paz’da yorgun bir günün sonunda gecelemiştik. Ertesi güne de gün ağarmadan başlarken havaalanı yolundaki bir akaryakıt istasyonundaki İspanyolca MİLLİLEŞTİRİLMİŞTİR pankartı belleğimin unutulmazları arasında yer almıştı.
Yazının başlığındaki soruya verilebilecek ilk yanıtlardan birisiydi bu belki de. Fatihlerle tanıştı tanışalı adı kan, gözyaşı, yağma ve talanla anılan Bolivya’da belki de ilk kez ülkenin başkanı ülkenin insanı gibi davranmaktaydı. Buralarda halktan yana olmak, bu bağlamda kararlılık sergilemek özlenen durumdu. Bu özlem giderilirken arka bahçenin efendilerinin rahatsız olmasına da şaşırmamak gerekiyordu. Özellikle Venezuela ve Bolivya egemenlerin başlıca kaygı kaynakları olarak boy göstermekteydi.
Morales’i emperyalizmin gözünde suçlu kılan başlıklara gelince :
- Bolivya Morales yönetiminde 2010’dan bu yana % 127 BÜYÜDÜ.
- Morales YOKSULLUK ORANI’nı % 60’tan % 30’a düşürdü.
- Okuryazar olmayan nüfus oranı % 13’ten % 2’ye indi.
- İşsizlik % 4’e geriletildi.
Tüm bu olumlu gelişmeler ulusal varsıllığın halka dağıtılmasıyla sağlandı. Başka deyişle emperyalizmin ülkedeki sacayakları olan oligarşik odakların kazançları tırpanlandı.
Yeterince büyük suçtur bu emperyalizmin gözünde.
Uzaktaki emperyal odaklı dış politika ve ekonomi anlayışı yerini ulusalcı, paylaşımcı ve toplumcu olana bıraktı.
Özellikle emekçi halk çalışmaktan başka dünya zevkleri de olduğunu fark etti Morales önderliğindeki olumlu dönemde.
Eduardo Galeano’nun başyapıtı da olan “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” Morales döneminde onarılmaya, halka cansuyu akıtılmaya başladı.

Bu dönemde bir hata yaptıysa Morales halk için çalışıp, halkın gönlünü kazanırken emperyalizm denen belanın hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini göz ardı etmiş olabilmesidir.
“Başka bir dünya mümkün!” diyen ve bunu yaptıklarıyla kanıtlayan Evo Morales’in bir CIA darbesiyle görevini bırakmak zorunda kalması üzücüdür.

Avrupalıyla 500 yıl önce tanışan acılı anakara için bu süre neredeyse aralıksız yoksulluk, yoksunluk ve acıyla özdeşleşti. Bu kara yazgıyı sonlandırmak için Bolivar’dan bu yana sivrilen az sayıdaki kişilikten biri olan Evo Morales’in görevden uzaklaşması geçici bir durum olmalı!
Morales’in yenilgisi mazlûmların yenilgisi olacaktır!
Ceyhun Balcı
12.11.2019
Konuyla ilgili yazılmış güzel bir yazı :
https://www.aydinlik.com.tr/evo-morales-nasil-devrildi-dunya-kasim-2019

Yorum bırakın