İran Devim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’nün 22 yıllık komutanı Kasım Süleymani’nin haydutça öldürülmesi son zamanlarda beni üzen ikinci dış gelişme oldu. İlki, Bolivya’nın yerli ve halkçı önderi Evo Morales’in iktidardan haydutça uzaklaştırılmasıydı.

Ülkemizde ve bölgemizde yaşayan akıl ve vicdan sahibi herkesin İranlı komutanın öldürülmesine üzülmüş olması gerekir. Bu gelişmeye İran’ın sorunu olarak bakmak çok büyük bir yanılgı olur. Tersine, ülkesi ve ulusu ne olursa olsun bölgemizde uzaklardan gelerek haydutluk yapanların hedefi olanların ilgisiz ve sahipsiz bırakılmaması gerekir. Bu yapıldığında belki yarın belki de yarından daha yakın bir zamanda hiç aklımıza gelmeyecek ülkeden bir bölge insanının emperyalizmce aramızdan alınmasına seyirci olmak kaçınılmaz olacaktır.

Kasım Süleymani

İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda bitmiş savaşı bir kez daha bitirmek için atom bombası kullanan ABD o gün bugündür haydut rolü oynamaktadır. Bu rol gereğince Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın akla gelebilecek hemen her köşesinde Amerikan haydutluğu kanıksanmıştır.

Çaresiz miyiz?

Elbette çare biziz!

Hemen her olayda olduğu gibi ülke ve bölge güvenliği için de çare Atatürk’tedir!

Çoğu zaman “Yurtta barış, Dünyada Barış!” sözleriyle geçiştirilen Atatürkçü dış politikayı biraz daha iyi algılamakta yarar var!

Atatürkçü dış politika içerideki devrimci ve çağdaşlaşmacı yaklaşımla örtüşmediği varsayılabilecek bir tutumla farklı bir yol izlemiştir. Kendi iç tercihlerini dışarıya yansıtmak ve dayatmak yerine oralardaki yönetimlerle iyi ilişkiler kurmak önde gelen Atatürkçü dış siyaset belgesi olmuştur.

Başta yakın komşular olmak üzere bölge ülkelerindeki yönetimlerin başında kim olursa olsun, bu yönetimlerin genel eğilimleri ne olursa olsun bölgesel işbirlikleri ve paktlar oluşturmayı her şeyin önüne koymuştur.

İran’la iyi ilişkiler, Sadabad, Akdeniz ve Balkan paktlarının kurulması bu çerçevede akla gelen örneklerdir. Biri diğerine benzemeyen ülke yönetimlerin emperyale karşı birlik ve bütünlük oluşturması amaçlanmıştır.

Bu nedenle de Atatürk döneminde emperyal güçler ülkemizde ve bölgemizde kimselerin kılına dokunamamıştır.

Antiemperyalist gözlükle bakıldığında İranlı komutan Süleymani’nin haydutça öldürülmesi kaygıyla ve dehşetle karşılanması gereken bir gelişmedir. Bu olay İran kadar, Türkiye’yi, Irak’ı, Suriye’yi ve elbette bölgedeki tüm ülkeleri yakından ilgilendirmektedir. Bugün İran’a yönelen haydutluğun yarınki kurbanının kim olacağını kestirmek neredeyse olanaksızdır.

Sessiz ve tepkisiz kalanlar bir sonraki hedef olmayı kabullenmiş olacaklardır.

Tarihin öğrettiği gerçek budur…

“Kahrolsun emperyalizm, yaşasın bölgesel dayanışma ve işbirliği!” diye haykırmanın tam da zamanıdır…

Ceyhun Balcı, 03.01.2020

Posted in

“HAYDUT DEVLETE DUR DENMELİ!” için bir cevap

  1. Erdem Alptuna Avatar
    Erdem Alptuna

    Caligula Roma İmparatoru bir diktatördü. Diktatörlükte namuslu insanların başına hep bir şeyler gelir. Roma diktatörün öldürdüğü insanlarla dolmuşmuş. Artık diktatör ismi yok. Ama…………

    Android’de Yahoo Postadan gönderildi

Yorum bırakın