Bilindiği gibi yeni yıla tıp tarihinde çağ açacak bir uygulamanın haberiyle girdik. Farklı bir türün organı insana aktarıldı. İnsan kaynaklı organ nakline uygun olmayan bir hasta genetiği değiştirilmiş bir domuzdan alınan kalple yaşamını sürdürüyor.

Daha önce yine genetiği değiştirilmiş bir domuzdan alınan böbreklerin beyin ölümü gerçekleşmiş kişilere takıldığı da şu sıralarda öğrenmiş olduk.

Her iki durumda da organ reddi yaşanmadı.

Bu haberler pek çok insanı şaşırttığı gibi kimi hayvanseverlerin tepkisini de çekti. Bu amaçla yetiştirilen ve kullanılan hayvanlara eziyet edildiği savı önde gelen gerekçe. Türcü ve insanmerkezci “en gelişmiş” varlığın sicil dosyasına bir sayfa daha eklenmiş oldu böyle düşünenler açısından. Böyle düşünenlere göre hayvanlar insanların organ deposu olarak kullanılmamalıdır.

Bu yazı yazılırken “domuz kalpli” ilk insan yaşamını sürdürmekteydi.

Şu sıralarda devrime eşdeğer bu uygulamayla ilgili ayrıntılar da kamuoyunun bilgisine sunuluyor.

Domuz kalbinin insana aktarılmadan önce yaşamsallığını ve dayanıklılığını artırmak amacıyla organa enjekte edilen çözeltiye kokain eklenmiş olması bu önemli ayrıntılardan birisi.

Domuzdan insana kalp aktarımı yapan takımın başındaki Dr Muhammed Muhittin kokainin aktarılacak organı dayanıklı kıldığının ve organ reddi olasılığını en aza indirdiğinin altını çiziyor.

Her ne kadar kokainin bu kullanımda sağladığı yararın anlamı tam olarak çözülememiş olsa da kokain olmadan aktarılan organların dakikalar içinde reddedildiği ve işe yaramaz duruma geldiği anlaşılmış.

Bu kısa yazıyı ülkemiz iklimiyle ilişkilendirerek sonlandıralım.

Dinselleşmenin dibine vuran, bu bağlamda “dil kopartmaya” varan söylemlerin havalarda uçuştuğu Türkiye’de insan dışı türden insana organ aktarımı söz konusu olabilir mi?

Hele verici hayvan domuzsa!

Daha fazla bilgi için :

https://futurism.com/neoscope/pig-human-heart-transplant-cocaine

Posted in

Yorum bırakın