UKOME öteden beri var olan bir yapı. İstanbul’da inatlaşmaya aracı edilmesiyle varlığının farkına varıldı. Taksi sorunu bu denli açık ve ortada olan İstanbul’da belediyeyle uğraşmanın, onun önüne taş koymanın adı oldu.

Oysa, son derece önemli bir yapılanma.

Özellikle metropollerimizin ulaşım ve trafik sorununa yaşamsal dokunuşlarda bulunabilir bu kurul.

İzmir UKOME’den de birkaç çift sözü esirgemeyelim.

Son zamanlarda şaşırtıcı durumlara tanık oldum.

İzmir’i bilenler için Talatpaşa Bulvarı ya da Mustafa Kemal Sahil Bulvarı dersem anlaşılacaktır. Kentin orta yerindeki yollardan söz ediyoruz.

Her ikisinde de TIR’lara rastladım. Hem de güpegündüz!

Talatpaşa’dakini görüntüleyecek kadar şanslı değildim. Ama, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndakini görüntüleyebildim.

Kenti yönetenlerin başını önüne eğdirmesi gereken görüntü. Sıradanlaşmış durumda.

Sosyal medyadaki bir çift sözden suç çıkartabilen, ilgili paylaşımcının kapısına bir araba polis gönderebilenlerin İzmir’in orta yerindeki TIR’dan habersiz olmaları elbette düşünülemez.

Kent yönetiminin (Kent yönetimi kuşun iki kanadı gibidir. Merkezi/atanmış ve yerel/seçilmiş öğelerden oluşur) “bırakınız yapsınlarcı” tutumu ilgi çekicidir.

TIR’lar İzmir gibi bir kentin orta yerindeki yolları kullanarak Çeşme’ye gidip gelecekse çevre yollarına yapılan yatırım neden?

Bu önemli ayrıntıyı hiç kuşkusuz yetkililer de göz önüne alıyorlardır. Sorun düşünmenin ötesinde uygulamayla da, kent ve ülke yönetiminde disiplinin yitirilmesiyle de yakından ilintili.

Kentin ortasında cirit atan TIR’lar her fırsatta dünya kenti olsun denilen İzmir’in büyük ayıbıdır. Sanırım bu utanç İzmir’le de sınırlı değildir. Başıboşluk ülkemizin ve büyük kentlerinin baş derdidir.

UKOME göreve desem duyan olur mu?

Posted in

Yorum bırakın