
İnsan ve diğer gelişmiş canlılarda evrimden kaynaklanan değişiklikleri gözlemlemek zordur. Hiç kuşkusuz belgelemek olasıdır bu değişiklikleri. Bu noktada sorun bu türden evrimsel değişikliklerin bir insanın yaşamına sığmayacak denli uzun zamana yayılmasından kaynaklanır.
Oysa ilkel canlılarda durum oldukça farklıdır.
Özellikle bakterilerde ve virüslerde evrimi gözlemlemek değil yıllara, haftalara ve hatta günlere sığacak bir sürece dönüşüverir.
Bir bakterinin antibiyotiğe direnç kazanması evrimleşmesinin doğal sonucudur.
İki yılı aşkın süredir yaşamı (daha doğrusu biz insanların yaşamını) altüst eden küresel salgını ürküden ve korkudan arındırarak irdelediğimizde evrim gösterisinin olanca görkemiyle sürdüğünü fark edebiliriz.
Çok değil birkaç ay önce gevşetilen önlemlerle sonuna gelindiği sanılan salgın yeniden çıkışa geçti.
Önlemlerin gevşetildiği günle karşılaştırıldığında günlük olgu sayısı 30 kat artmış durumda.
Arka bahçenin gülleri solmasın diye özen gösteren ve önlemlerin kaldırılmasını aceleye getiren iktidardan bu gelişmelere ilişkin değil uygulama söz duyabilene aşk olsun. Arka bahçe demişken bu bahçedeki gül çeşitlerine de değinmiş olalım. Geçen yıl bu sıralarda arka bahçenin güllerinin öncülük ettiği aşı karşıtlığı, işi açık hava toplantılarına vardırmıştı anımsanırsa. Bu bahçedeki güller baskın olarak dincilerden oluşsa da liberalleri ve hatta “Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir.” diyen büyük insanın izinde olduğunu ileri sürenleri de kapsamıştı. Bu yanıyla da ibretlik manzaralar sundu salgınla kendisi gösteren arka bahçe gülleri.
Aklı ve bilimi rehber edinmekten vazgeçip, işi olağan akışına bırakmanın yaratabileceği acıklı sonuçları hep birlikte izliyoruz.
Bu arada, önceki aylarda her fırsatta ağlamaklı sesle “aşılanın” diyen sağlık bakanının gevşemeyle birlikte aşı programını da askıya aldığı anlaşıldı. Durum anlaşılınca aşı randevularının açıldığı görüldü.
Salgının bir önceki dalgasından sorumlu olan Omikron kuşağı BA.4 ve BA.5 adlarıyla alt varyantlar oluşturdu bile. Küresel ortamda bu varyantların baskın olduğu virüs iş başındadır.
Bulaşıcılık becerisinden bir şey yitirmemiş olan yeni varyantların hastalandırıcılık ve dolayısı ile de öldürücülük bakımından öncekine oranla daha becerikli olmayışı iç ferahlatıcı olsa da farklı bir yönde evrimleşme olmayacağının güvencesi elbette yok.
Bu haliyle bile yeni varyantların sağlık dizgesini, hekimleri ve onlara eşlik eden sağlık çalışanlarını uğraştırmayı sürdüreceği oldukça açık.
Bilim çevrelerinin salgının köktenci yöntemlerle bir an önce sonlandırılması doğrultusundaki önerilerinin altında yatan ana nedenlerden birisi de virüsün her canlı gibi evrimleşmeye açık oluşudur.
Canlılığı bile tartışmalı, kimilerine göre yarı canlı olan virüsün yaşamın değişmez kuralı olan evrimleşme üzerinden sergilediği gösteri paha biçilmez düzeyde öğreticidir.
Çok farklı gerekçelerle ama özellikle de parasal nedenlerle salgınla baş etmekte bocalayan insanlık virüsün evrim gösterisini bir süre daha izleyecek gibi görünmektedir.
Uzay fatihi olma yolunda hızla ilerleyen insanlığın salgından ders çıkartmama konusundaki inadı anlaşılır gibi değildir. Her şeyi bilen insanlığın evrim gerçeğini bilmezden gelmesine eşdeğer aymazlığı şaşırtıcıdır.

Yorum bırakın