Brezilya Komünist Partiİ, Erdoğan’ın seçim başarısını kutlayan sosyal medya
paylaşımı yapmış. Başka pek çok ülke ve oluşum da benzer paylaşımlarda
bulunuyor. Hiç sakıncası yok. Bir yanıyla nezaketin gereğidir bu türden
paylaşımlar. Diğer yanıyla da aynı safta bulunmayı sürdürme dileğidir.
Türkiye, 2015’ten bu yana uluslararası ilişkiler bağlamında farklı bir duruş ve
tutum sergilemeye başladı. Elbette olumluydu bu değişiklik. Rus uçağı
düşürmekle başlayan süreçte Rusya’yla dostça ilişkiler kurmak Türkiye ve bölge
adına doğru ve akılcı bir yörünge değişikliğiydi. AKP iktidarı açısından da
iktidara tutunmanın kaçınılmaz gereğiydi. İktidar bu duruşuyla doğru ve akılcı
olanı seçmenin yanı sıra iktidarını sürdürmenin gereğini yerine getirdi. Bunda da
şaşırılacak bir durum yok. İktidarın çıkarıyla ülkenin çıkarı örtüştüğü sürece ne
denebilir ki?
Brezilya Komünist Partisi’nin paylaşımındaki sorunlu ifade Erdoğan’ın seçim
başarısını “emperyalizmi yendi” şeklinde nitelemesidir. Tam da burada durmak
ve sorgulamak gerek.
AKP iktidarının bir bakanı TBMM’de karşıtlarını Amerikancılıkla suçladığı gün
sarayın sözcüsünün NATO güzellemesi yaptığına tanık olduk. Dolayısı ile,
iktidarın seçimde emperyalizmi yendiğine ilişkin sav üzerinde durup düşünmek
gerekir.
Muhalefetimizin seçim başarısına Batı’ya dayanarak erişme isteği içinde olduğu
görüldü. İş, Rusya’yı suçlamaya bile vardırıldı. Hiç gerekli olmadığı gibi günün
gerçeklerine ve akla da uygun değildi bu tutum.
Emperyalden medet uman muhalefet karşısında başarılı olan iktidara
“emperyalizmi yendi” saptaması en azından ölçüsüz ve yeterince dayanağı
olmayan bir saptamadır.
Uzaklardaki bir dost ülkenin komünist partisinin bu saptaması olasılıkla bilgi
eksikliğine bağlıdır. Oradan öyle görüyor olabilirler. Her neyse. Böylesi iddialı
bir saptamada bulunmaları hatadır.
Hatalarını düzeltebilirler.
Onları beklemeden biz düzeltelim bu önemli hatayı.
Emperyalizmi yenmek hiç kuşkusuz çoğu kimseyi heyecanlandıran bir eylemdir.

Ancak, bu eylemin boş sözlerden çok içi dolu bir arka plan gerektirdiği her
nedense göz ardı edilir.
Soğan, patates, havuç yetiştiremeyen, halkına et yediremeyen süt içiremeyen bir
ülkenin ekonomik bağımsızlığından söz edilebilir mi? Ekonomik bağımsızlığı
olmayan bir ülkenin emperyalizmi yenmesi söz konusu olabilir mi?
İşte tam da bu nedenle, kurtarıcı Mustafa Kemal Cumhuriyet’i kurmadan önce
“misakı iktisadi”yi oluşturdu. Böylelikle hem bir yandan kapitülasyonlarda
direten emperyalizme gözdağı verirken diğer yandan da kuracağı Cumhuriyet
için sağlam bir temel atmış oldu.
Yazının başlığına dönersem…
Konfüçyüs’e ait bir sözdür :
“Karanlık bir odada kara kedi aramak. Bir de odada kedi yoksa.”
Ülkenin bağımsızlığını 20 yıllık iktidarı boyunca adım adım ortadan kaldıran,
Merkez Bankası döviz birikimlerini eksiyle ifade edilir duruma getiren, altın
rezervlerini bile hatırı sayılır nicelikte eksilten, etnikçi-dinci ve adı kadın
düşmanlığıyla anılan dinci gericilik heveslisi partileri TBMM’ye taşıyarak
tarihin en olumsuz meclis bileşiminin oluşmasına yol veren Erdoğan’ı
“emperyalizmi yenme”kle onurlandırmak karanlık bir odada olmayan kediyi
aramak değilse nedir?
Yazıyı sonlandırırken eklemekte yarar var!
Türkiye’deki muhalefet Amerikancılıkta karar kılıp da bir de seçime günler kala
Rusya karşıtı tutum alınca Brezilyalı komünistler için fazla seçenek kalmamış
oldu.

Posted in , ,

“KARANLIK ODADA KARA KEDİ ARAMAK” için bir cevap

  1. hzekisungur Avatar
    hzekisungur

    Bırakın emperyalizmi yenmeyi Emperyalizmin tam da kucağındadır. Varlığının yegane temeli odur. Ama Rusya, ama ABD, ama Körfez ülkeleri mevcudiyetini devam ettirmek için emperyalizmin esiridir. Eğer derleyip toparlayamazsa ekonomiyi hazır olalım bir müstemleke olmaya…

Yorum bırakın