Cumhuriyete Vahdettin penceresinden bakılan bir Cumhuriyet bayramı geride kaldı. Hem de 100. Yılında. Tarihe düşen kara leke olarak anılacak.

Bir kara leke de futbol kaynaklı olacak.

Türkiye Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da oynanması gündemde.

Kulüplerden cılız sesler çıkıyor. Bu cılız sesin ete kemiğe bürünüp güce dönüşmesi beklenebilir mi?

Her fırsatta didişen, incir çekirdeğini doldurmaz nedenlerle biribirine giren büyük ve köklü kulüplerimiz hiç olmazsa bu konuda bir araya gelip tarihe geçecek bir direnç gösterebilirler mi?

Bu soruya hem evet hem de hayır yanıtları verilebilir.

Her iki kulüp (FB ve GS) bir araya gelip söz ve güç birliği yaparlar da “biz bu maçı hem de Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye’de oynamak istiyoruz”. Bunun dışındaki bir seçeneği kabul etmiyoruz diyebilirlerse federasyonun yapacak bir şeyi kalmayabilir. Böylelikle bir ayıbın tarihe geçmesinin önüne geçilebilir.

Arapçılığın hız kazandığı günümüzde federasyonun Arap tutkusuna şaşırmak gereksizdir.

Diğer yandan, federasyon az önce dile getirdiğimiz tepkiyi öngörmüş olmalıdır.

Federasyonu iki kulübün tepkisinden bağışık kılacak anahtar sözcük paradır.

Arabistan’da maç yapmaya zorlanan iki büyük kulüp de futboldaki kötü yönetimden bağışık değildir. En azından her ikisi için de önceki ya da şimdiki yönetimler bakımından sorun vardır. Yönetsel sorun parasal sorun sonucunu doğurur.

Futbolu kendi amaçlarının aracı olarak gören ülke yönetimi bu uğurda kamu bankalarını bile kullanmaktan çekinmemiştir. Adını da yapılandırma koymuştur. Gerçek işi çiftçiye, esnafa, iş insanına kredi vermek olan bankalar kulüpleri kurtarmada kullanılmıştır.

Bu durumu iyi bilen federasyon Arabistan’da yapılacak maç için her iki kulübe hatırı sayılır parasal karşılık verecektir.

Parasal durumları iyi olmayan kulüplerimizin direncini de para kıracaktır.

Yanılmayı dilerim ama 100. Yıla bir kara leke de futbol üzerinden düşecek gibi görünmektedir.

Fenerbahçe stadının adını Atatürk’e dönüştürdü yakın zamanda.

Galatasaray ise 100. Yıl gösterileriyle fethetti gönülleri.

Fırsatını bulunca Atatürkçülük yarışına giren “büyük(!)” kulüplerimizi önemli bir sınav bekliyor.

Sözün yerini tutarlı duruş ve eylemin alacağı…

Posted in ,

Yorum bırakın