Valensiya’yı anlatırken taşkınlara neden olan Turia ırmağının yatağının değiştirilmesinden sonra eski ırmağın Valensiya’yı saran bir yeşil kuşağa dönüştüğünden söz etmiştik.

Eski Turia ırmağının denize yaklaştığı noktada Santiago Calatrava sahne alıyor. Calatrava (1951-     ) dünyaca ünlü İspanyol mimar. Ülkesinde olduğu kadar dünyanın başka ülkelerinde yükselen yapıtlarıyla ünlenmiş. 

Avrupa, Amerika ve Asya anakaralarındaki yapıtları etkileyici.

Calatrava’yla 10 yıl kadar önce ülkesinden uzakta, ABD’nin Milwaukee kentinde tanıştık. 

Görür görmez insanı etkileyen bu Calatrava yapıtı Michigan gölü kıyısındaki Milwaukee Sanat Müzesi’ydi. 

Mimar Calatrava yapıtını resmi, işlevsel, simgesel ve ikonik nitelemeleriyle tanımlamış.

Milwaukee Sanat Müzesi

Calatrava’yla ikinci karşılaşmamız Venedik’teydi.

Venedik anayasa köprüsü

Venedik’te büyük kanal üzerindeki 4. köprü olma özelliğine sahip olan Anayasa köprüsü 2008’de kullanıma açılmış. Halk bu köprünün yapımına karşı çıkmış. Buna karşın yapımından vazgeçilmemiş.

Calatrava’nın memleketi Valensiya dışındaki yapıtlarından görme fırsatı bulduklarımızdan oluşan seçkiyi bir yana bırakıp Valensiya’ya dönelim.

Turia’nın artık yeşil kuşak olan denize yakın bölümünde alabildiğine yapılaşma olduğunu görünce şaşırdık. Ancak, bunca harcama gerektiren yapılaşmanın rantsal değil kamusal olduğunu da eklemiş olalım.

Bu yerleşkede Bilim Müzesi, Operaevi ve Sanat Müzesi sıralanmış. Buralarda eski Turia’nın iki yakasını bir araya getiren köprüler de Calatrava imzalı.

Yazıya konu olan Calatrava yapıtlarıyla karşılaşır karşılaşmaz ilk aklımıza gelen Milwaukee’deki sanat müzesi oldu. Bu çağrışımın etkisiyle biz bu yapıtları görmüştük duygusuna kapılmaktan alamadık kendimizi.

Valensiya Prens Felipe Bilim Müzesi 

Valensiya bugün adının bilim ve sanatla anılmasını isteyen bir kent olarak bu iki başlıkla ilgili müzeleri aynı yerleşkede bir araya getirmiş. Calatrava imzalı bilim müzesi 2000’de açılmış.

L’hemisferic 

Gösteri sanatları merkezi olarak da nitelenebilir L’Hemisferic. İçbükey ve 900 metrekarelik ekranı İspanya’nın en büyüğü. 1998’de kapılarını açan merkez yerleşkenin  ilk yapısı olma özelliği taşıyor. 100 metrelik uzunluğu ve oval görünümüyle insan gözüne benzetilmiş. 

Palacio de las Artes Reina Sofia (Operaevi)

Kapılarını 2005’te açan bu sahne sanatları merkezi de Calatrava tasarımı. Dünyanın en yüksek operaevi olarak biliniyor. 

Calatrava’nın yapıtlarıyla tanışıklığı olanlar için buradaki yapıtların Calatrava çizimi olduğunu anlamak hiç de güç değil. Üretkenliği ve özgünlüğü tartışılmaz olan Calatrava doğduğu kent Valensiya’da sel olup akmış dense yeridir. 

Valensiya kentinin bilim ve sanat beşiği olma savına ilişkin imza burada atılmış denebilir.

Posted in ,

Yorum bırakın