SAYIN İZMİR TABİP ODASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE ÜYELERİ

Hepimizin için yakan şehitlerimizin ardından yayımlamak zorunda kaldığınız bildiriyi okudum.

Olayın üzerinden epeyce geçmişken bildiri yayımlamış olmanız bir zorunluluğun ürünü olmalı.

Bir yanda Merkez Konseyi diğer yanda İzmir’de olmanın yarattığı baskı.

İki etki arasında orta yolu bulma çabası!

Kuzey Irak’ta yaşamını yitiren gençlerimiz…” demişsiniz.

İzmir Tabip Odası yönetiminin terörü kınarmış izlenimi veren bildirgesi

O gençlerimiz orada ne yapmaktalarmış?

Doğa yürüyüşü mü yoksa yollarını mı yitirmişler de başlarına gelmiş bu haller?

Bir kaza mı söz konusu?

Bir faili yok mu bu yaşananın?

Renksiz, kokusuz ve de ruhsuz açıklamanızın etnik bölücü hain PKK terör saldırısı sonucu toprağa düşen şehitlerimiz için yapıldığı anlaşılıyor.

Ülkemizin birliğine, dirliğine ve varlığına yönelen bu saldırıyı gerçekleştiren PKK terör örgütünü lanetlemek bu denli mi zor?

Bu hain saldırı sonucu toprağa düşenlere “şehit” demekten kaçınmak niye?

Sorular uzar gider!

Bu arada, kısa açıklamanızı Atatürk’le bağlayarak sıyrılmak istemişsiniz bu zorluktan!

Emperyalizmin paralı askerleri kapıya dayanmış, ulusal ant sınırlarını zorluyor. Böyle bir durumda “yurtta barış, dünyada barış” demek “Atatürk’le aldatma çabası değilse nedir?”

Türk hekimlerinin kutup yıldızı Tıbbiyeli Hikmet (Boran)

Bir yanda sessiz kalmanın zorluğu diğer yanda yaşanana ad koymama zorunluluğu.

Sizin açınızdan zor bir görevi yerine getirmişsiniz hiç yeterli bulmadığım açıklamanızla.

Sizlere geçmiş olsun!

Kaygılarımla saygılar sunarım…

Ceyhun Balcı

Posted in ,

Yorum bırakın