Viyana metrosu 6 hatlı. Beş hat farklı noktaları birleştirirken, altıncısı dairesel tasarımlı. Böylelikle tüm hatlara erişim kolaylaşıyor. Yer üstündeki tramvayları unutmamak gerek.
Heiligenstadt
Viyana’yla ilgili okurken Karl Marks adına rastlamıştım. Biraz da onun adı çekti beni kentin bu bölgesine. Yeşil hatla kuzeye uzanıp son istasyon Heiligenstadt’ta iniyorum. Alışılmışın ötesinde bir sessizlik ve dinginlik karşılıyor beni.

Trenden iner inmez karşımda buluyorum aradığımı.
Karl Marks Hof Kızıl Viyana döneminde (1927-30) mimar Karl Ehn’in tasarımına borçlu varlığını.

Karl Marks konutları
Yapı 1265 konut barındıran bir yerleşke. Yüz yaşına yıl sayan yapıyı görünce Türkiye’de 30-40 yaşındaki yapıların eski olmakla etiketlendiğini anımsamaktan alamıyorum kendimi.

Karl Marks Hof özel bir vergiyle finanse edilerek yapılmış. Daire büyüklükleri 30-60 m2 olduğuna göre sosyal konut niteliği taşıdıkları söylenebilir.
Yapıdaki kemerlerden birisi yoluyla iç taraftaki 12 Şubat meydanına geçiyorum.

12 Şubat meydanı
Meydan adını 1934 şubat isyanından alıyor. Yükselen faşizm silah üstünlüğünü de kullanarak başkaldırıyı kısa sürede bastırmış.
Yapının her bir kemerinin kilit taşında bir Joseph Riedl heykeli yer alıyor.

Heiligenstadter parka giriyorum. Korulukta yürürken karşıma çıkan ilk dikkat çekici yapı Aziz Mikail kilisesi.

Aziz Mikail kilisesi
Arnavut kaldırımlı Grinzinger caddesinde ilerliyorum. Birkaç yüzyıllık yapıların yanı sıra çevredeki bağların ürünlerini değerlendiren şarapevleri görüyorum.



Ludwig van Beethoven’ın park içindeki heykelini selâmladıktan sonra besteci Franz Grillparzer’in yaşadığı ev çıkıyor karşıma.



Franz Jonas anıtı
Avusturya cumhurbaşkanlığı yapmış olan (1965-1974) sosyalist Franz Jonas’a adanan küçük bir anıt görüyorum.
Soğan kubbeli Grinzing kilisesi ilk bakışta Ortodoks izlenimi verse de bir Katolik kilisesi. Geçmişi 15. Yüzyıla dayanan kilise bölgede şarapçılık yapan 12 ailenin desteğiyle yaptırılmış. Osmanlı kuşatmasında zarar gören kilise izleyen yıllarda onarılmış.

Viyana sanatın pek çok dalının yanı sıra adı müzikle daha çok anılan bir kent. Besteci ve müzisyen Sepp Fellner’in evi de buradaymış.

Belvedere Sarayı
Dingin günü Viyana’nın bir başka görülesi yeri Belvedere sarayında tamamlıyorum.

Saray, Savoy prensi Eugene tarafından XVIII. Yüzyıl başlarında mimar Hildebrandt’a yaptırılmış.



Belvedere sarayının güney girişi : Savoy haçlı demir kapı
Prens Eugene II. Viyana kuşatmasında Osmanlı’ya karşı başarısıyla tanınmış. Sonraki yıllarda da Osmanlı’yı yenilgiye uğratarak saygınlığını pekiştirmiş. Kentin en saygın katedrali olan Aziz Stefan’a gömülmüş.
Prens Eugene öldüğünde iki servet bırakmış geride. Birincisi parasal değerlerden oluşurken diğeri çok geniş bir kitap koleksiyonuymuş. Kitapları Avusturya Ulusal Kütüphanesi’nin çekirdeğini oluşturmuş.


Yorum bırakın