Maurinho, Fenerbahçe’ye 2 Haziran 2024’te imza attı. Yaklaşık 15 aylık Türkiye serüveni geçtiğimiz günlerde sona erdi.
Maurinho geldiğinde yazmış olduğum yazıyı yeri gelmişken paylaşıyorum.
Maurinho hiç kuşkusuz dünya futbolunun ikonik kişiliklerinden.
Türkiye’den ayrılışına ilişkin haber etkileyiciydi. Tek başına ve bir sırt çantasıyla.
Bizde ve belki başka yerlerde değişmeyen görüntüdür bu.

Kurtarıcı geldiğinde görkemlidir karşılama.
Gidene eşlik eden yalnızlıktır.
Maurinho’nun 15 aylık Türkiye serüveninin “başarısız” olduğu söyleniyor.
Futboldan anlamadığım için bu konuda yargıda bulunmaktan kaçınıyorum.
Olaya başka açıdan bakmak isterim.
Her ne kadar Maurinho özelinde olsa da buna benzer olaylar araya kopya kâğıdı konmuşçasına çok yaşanmıştır Türkiye’de.
Gelen kişiye kurtarıcılık sıfatı biçilince ve bu gerçekleşmeyince hemen her şey bir kalemde silinir. Başka bir kurtarıcıya yelken açılır.
Fenerbahçe kumpas mağdurudur.
O gün bugündür (futbolda) belini doğrultamamıştır.
Oysa, aynı Fenerbahçe diğer sporlarda uzak ara başarılıdır.
Olimpiyata giden Türk sporcuların önemli bölümünü ya yetiştirmiştir ya da kulübün sporcusudur.
Futbolda aranan şampiyonluk olunca ve bu bir türlü başarılamayınca “başarısızlık” etiketlemesi kaçınılmaz olmaktadır.
Bir süredir hedefte olan Maurinho’nun gidişi kulübe gönül verenleri sevindirdi.
Öyle ya, 15 ay önce başarının anahtarı olan kişi artık başarısızlığın baş sorumlusuydu.
Onun gidişine sevinenlerin bir şeyleri sorgulaması gerekirdi.
Maurinho gündemde olunca bir yerde gözüme ilişti. Çeyrek yüzyıllık teknik adamlığı boyunca işine son verilmesi sonucu kazandığı ödence 108 milyon Avro tutarındaymış.
Daha önce Manchester United’dan ayrılışı sonrasında 22 milyon Avro kazanmış.
Fenerbahçe ayrılığının kazancı da az değil.
15 milyon Avro.
Her ne kadar kulübün kasasından çıkmış olsa da Maurinho’nun cebine zahmetsizce giren para Türkiye’den çıkmıştır. Krizin hiç eksik olmadığı Türkiye için önemsenmeyecek nicelik değildir.
Başka birçok alanda olduğu gibi sporda da kötü yönetimle ikiz kardeş gibiyiz.
Örneğin, Ali Koç FB yönetimine geldiğinden bu yana 13 teknik direktör değişikliği yaşanırken 100’den çok futbolcu transferi yapılmış.
Hesap sormak, sorgulamak yalnız siyasette değil yaşamın her alanında gerekli olan bir davranış biçimi olmalı.
Hesap sormanın, sorgulamanın unutulduğu durumlarda FB’nin başına gelenler kulüp ve kişi adları değişerek pek çok kez yinelenecektir.
Sportif başarı önemsiz olmasa da her şey değildir.


Yorum bırakın