Kategori: YARINLAR

  • Türkiye’nin son günlerdeki gündemine düşen iki yargıç var! Birinci yargıç Hasta refakatçisi sıfatıyla düştü gündeme. Hastasını ameliyat eden hekimin uygun dille yapılmış uyarısı bu yargıcımızın üstünlükçü damarını harekete geçirdi. Uyarılması saygısızlığını üst perdeye taşıma etkisi yarattı. Olasılıkla, adliyede herkesin üstünde konuşlu konumu bilinçaltını devindirmiş olmalı. Oysa, hak, hukuk, adalet dağıtmakla ödevli bir yargıcın üstün konumunun…

  • Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına gün sayarken ekonomik baş etmeye çalışıyor. Deprem yıkımı cabası! Bütün bunlar yetmezmiş gibi bundan 10 yıl öncesine dek akıldan bile geçirilmeyecek demografik bozgun ete kemiğe bürünmüş durumda. Önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimler özellikle Hatay, Kilis ve Gaziantep illerinde demografik değişim gerçeğiyle yüzleşmemizi kaçınılmaz kılacak gibi görünüyor. Demografik bozgunun ana öğesi…

  • Sosyal medyayla haşır neşir olmak mı, olmamak mı? Uzunca süredir gözden geçirmeyi istediğim bir ikilemdir. Sosyal medyadan uzak durmak haberdar olmamayı güvence altına alır. Her ne kadar olanın bitenin önüne geçilemese de haberdar olmamanın dayanılmaz hafifliğiyle sarmalanırsınız. Salzburger Nachrichten’de çizen Avusturyalı Thomas Wizany’nin burada da paylaşmak zorunda kaldığım çizgisiyle başladım güne. Gurur ve onur kırıklığı……

  • Uzunca süreden beri bilgilenmek istediğim olguydu Yeşil Ordu. Yeşil Ordu’yu okurken Rusya’dan Wagner başkaldırısı haberi geldi. Anlaşıldığınca Wagner özel ordu yapılanmasıydı. Parası karşılığında Afrika’da ve dünyanın başka yerlerinde Rusya için savaşan bu ordu son olarak Ukrayna’da görev almaktaydı. Bir süreden beri düzenli orduyla uyuşmazlıkları olduğu bilgisi alınmaktaydı. Devlet ordusuyla bu gibi ordular arasında yaşanan bu…

  • Cumhuriyeti birkaç sözcükle tanımlamak gerekirse! İmamın yerine öğretmeni koyması derim. Bu yalın tanımda egemenliğin gökten yere indirilmesi ve böylelikle somutlaştırılması vardır. Aklın öne koyulması da denebilir. Cumhuriyet karşıtları bu değişimi “din düşmanlığı/karşıtlığı” olarak nitelerler. Elbette böyle değildir. Din, Cumhuriyetle birlikte olması gereken yere konmuştur. Bu yapılmadan çağdaş uygarlık başka nasıl yakalanabilirdi ki? Cumhuriyet gecikmeli bir…

  • Üçüncü binyılın birinci yüzyılının ilk çeyreği sona eriyor. Dünyada konuşulanların başında yapay zekâ (YZ) ve ona eşlik eden diğer bilişim teknolojileri geliyor. Teknoloji cebimize, evimize ve otomobilimize girdiği gibi giyilebilir bir nesneye dönüşmüş durumda. Gazetelere yansıyan bir habere göre İstanbul’da bir bebek kızamık nedeniyle yaşamını yitirdi. Cumhuriyetin 100. Yaşını kutladığımız bu yılın ilk 2 ayında…

  • Cumhuriyet kurulduğunda Ankara yakınlarında bir yerdi Ahlatlıbel. Günümüzde Ankara metropolü içinde eriyip gitmiş dense yeridir. Ahlatlıbel adını Cumhuriyetin ilk yıllarında burada yapılan arkeolojik kazılar nedeniyle öğrenmiştim. Kaynaklar Atatürk ve Dr Reşit Galip’in sık sık Ahlatlıbel kazı alanına geldiklerini, kazıya eşlik ederek bilgilendiklerini yazıyor. Cumhuriyet’e dek arkeolojiyi çanak, çömlek etkinliği olarak gören Osmanlı padişahları kasalarına koyacak…

  • Seçimler geride kaldı. Özellikle muhalefetin başarısızlığı üzerine sayısız yorum ve çözümlemeye hemen her ortamda rastlamak olası. Okuduğunuzda her birinde pek çok doğru saptama görüyorsunuz. İlkesizleşen, düzeysizleşen ve gündelikleşen siyaset anlayışının eriştiği yozlaşma ve çürüme seçimlere damga vurdu denebilir. İktidarın öncülüğünü yaptığı bu eğilim muhalefet tarafından da benimsenince sonuç şaşırtıcı oldu diyemeyiz. Bunları bir yana bırakıp…

  • Brezilya Komünist Partiİ, Erdoğan’ın seçim başarısını kutlayan sosyal medyapaylaşımı yapmış. Başka pek çok ülke ve oluşum da benzer paylaşımlardabulunuyor. Hiç sakıncası yok. Bir yanıyla nezaketin gereğidir bu türdenpaylaşımlar. Diğer yanıyla da aynı safta bulunmayı sürdürme dileğidir.Türkiye, 2015’ten bu yana uluslararası ilişkiler bağlamında farklı bir duruş vetutum sergilemeye başladı. Elbette olumluydu bu değişiklik. Rus uçağıdüşürmekle başlayan…

  • Bankaya borcunu ödeyemediği için traktörü elinden alınan çiftçimizin bir görseli dolaşıyor ortalıkta. Bu yıkımı yaşamış bir kişinin iktidar sevgisi ve muhalefet yergisi doğal olarak şaşırtıyor insanları. Kişi oy verme kabinine cep telefonuyla girerek kendince kısa bir belgesel çekmiş anlaşıldığınca. Göstere göstere AKP’ye oy verdiğini kayıt altına almış. Aklıma takılıveren iki soru : Bu örnekten yola…