Kategori: YARINLAR

  • FORDLANDİYA : Ütopya’dan Distopya’ya

    Fordlandiya, Ford için başlangıçta ütopyayken sonunda distopya oldu. Orada uğradığı zararı çalışanlarına yansıtarak yitimini karşıladı kuşkusuz. Vahşi kapitalizmin, vahşi bir anamal sahibiyle girişebileceği serüveni yansıtması bakımından anlamlıdır Fordlandiya deneyimi!

  • BİZİ NASIL BİRİ SEVİYOR?

    Savlanana bakılırsa Türk toplumunda Amerikan karşıtlığı üst düzeydedir ve giderek kabarmaktadır. Ne kadar iyi demeye kalmadan “Trump bizi seviyor!” sözünün etkili olduğundan söz edildiğini görüyoruz hemen her ortamda. Pek Atatürkçü geçinen basında bile dünkü Erdoğan-Trump görüşmesi olumlu not alabiliyorsa eğer daha fazla söze gerek yoktur. Trump’ın bizi sevdiği farklı kaynaklarca doğrulandığına göre, sevenimizin nasıl biri…

  • IRKÇILIK YASAK, SOYKIRIM SERBEST

    Spor alanlarında yaşananlardan yola çıkarak emperyalist saldırganlığın hemen her aygıtı ve elbette sporu da işine yarayacak şekilde kullandığını görebiliyoruz. Hemen her mevsimde eksik olmayan spor etkinliklerine özenle bakıldığında sporun saldırganlığa konu edilişini görmek zor değil.

  • Bölgede ve ülkede feodalizm korunarak hiç bir sorun çözüme kavuşturulamaz. Var olduğu açık olan soruna etnik etiketler yapıştırmak yerine sorunun sınıfsal ve ona bağlı olarak da ekonomik olduğunu kabullenmekle başlanmalıdır.

  • HUTBE

    Son hutbeyle gelinen noktada Cumhuriyet kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, önemli devrimlerden medeni yasayı ateş altına aldığı görülmektedir. Anayasal suç da işlemiştir bu son hutbesiyle Diyanet İşleri Başkanlığı. Bağımsız yargının yerinde yeller estiği için bu anayasal suç da öncekiler gibi sessizlikle izleniyor.

  • Son söz : Türkiye’nin ne alacağı ne de vereceği bir karış toprak yoktur.

  • Tek başına da kalsa Atatürk ve onun en büyük eseri cumhuriyeti korumak, kollamak için yapmayacağı olmayanlardandı. Öyle yaşadı! Son sözü “Cumhuriyeti yaşatın!” olmuş. Ona yakışan şekilde göçmüş sonsuzluğa…

  • KUMDAKİ ÇİZGİLER

    “Ankara’da birileri var mı” diye haykırasım geliyor. Öte yandan da düşünüyorum! Bu sözlere emperyal maşayı TBMM’ye çağırarak iktidarlarını sonsuzlaştırma histerisine yakalananlar mı karşılık verecek? Açılıma hevesli olan ama Sevr meydan okumasına gelince uyur gibi yapan kurucu partinin bugünkü kadroları mı tepki gösterecek? Sınırları kanla, canla çizilmiş bir ülkenin siyaset kurumundan “burası Sykes-Picot dayatmasıyla sınırı çizilen…

  • Yazıya iki anıyla başlamamda yarar var. İki anı da kilometrelerce uzakta, ABD’nin San Fransisko kentinde yaşandı. Hem de neredeyse aynı anda. Yıl 2001, San Fransisko. Bir grup Türk olarak San Fransisko kent merkezinde dolaşıyoruz. Bir şeyler yemek için rastladığımız bir kafeye giriyoruz. Aramızda Türkçe konuşuyoruz. Bizi duyan işletme sahibi son derece güzel bir Türkçeyle katılıyor…

  • NATO’YA SELÂM, İNGİLTERE’YE SİTEM!

    Un, var, yağ var, şeker var! Helvayı niye yapamıyoruz sorusunun karşılığı NATO’ya selâmda, İngilize sitemde bulunabilir.