LOZAN’A SELAM

Doksan birinci yıldönümünde Lozan’ı nasıl anlamalı? İçinden geçtiğimiz dönemde Cumhuriyet’in yerle bir edilmekte olduğu düşünüldüğünde Lozan’ın da başarısızlıkla özdeşleştirilme çabalarına şaşırılmamalı!

indir

 

Lozan’ı anlamak için soru-yanıtlardan oluşan kitap.

Lozan’da sonuca ulaştırılamayan 3 ana başlık vardı!

1. Hatay Sorunu : Bilindiği gibi Lozan’da sonuca bağlanamasa da; Hatay 1939’da Türkiye’ye katıldı. Sonuçta biraz gecikmeyle de olsa mutlu sona erişilmiş oldu.
2. Boğazlar Sorunu : Lozan’da boğazlar üzerindeki Türk egemenliğinin kabul ettirilmesi başarılamadı. Boğazların sahibi Türkiye askerini boğazlar çevresinden çekmek durumunda kaldı. Sorun 13 yıl sonra Montrö’de Türkiye’nin istediği şekilde bağıtlandı. Boğazlar üzerindeki egemenliğimiz kabul ettirildi.
3. Musul Sorunu : Ulusal Ant (Misakı Milli) sınırları içinde yer alan Musul sorununun çözümü Lozan’da İngiltere tarafından engellendi. Sorunun Milletler Cemiyeti’nce çözüme kavuşturulması kararı alındı. 1925’te çıka(rtıla)n Şeyh Sait İsyanı Musul sorununun çözümü önüne engel olarak çıkartıldı. Önceki ikisi gibi yıllar sonra da olsa bu sorun Türkiye’nin istediği biçimde çözülememiş oldu. Lozan’da çözüme kavuşturulamamış olup sonrasında da çözüme eriştirilemeyen tek sorundur.

lozan antlaşması

Lozan’da Türk heyeti

Lozan söz konusu olduğunda, antlaşmayı başarısız gösterme çabaları “Mübadele” üzerinden de yoğunlaştırılır.

İnsanların doğdukları, büyüdükleri ve yurt bildikleri toprakları terk etmek zorunda kalmaları hiç kuşkusuz acıklı bir durumdur. Ama, bu acıklı durumdan Lozan’ı sorumlu tutmak ya bilgisizlik ya da kötü niyet göstergesidir. Mübadele, Anadolu’daki Rumların, Yunanistan’daki Türklerle değiş tokuşudur.

Mübadele bir insanlık dramıysa bunun hesabının öncelikle emeperyalist Batı’ya ve onun maşası olmayı içine sindiren Yunanistan’a sorulması gerekir. Yunanların Küçük Asya serüveni sırasında onyıllardır komşuluk ettikleri Türklerin canına, malına ve ırzına göz koyan Rumların hiç mi suçu yoktur? Bunların yaşandığı bir coğrafyada yan yana olabilmenin sürdürülmesi olanaklı mıydı? Derinden yaralanmış olan ilişkilerin onarılması ne derecede olasıydı?

Mübadele’yi insanlık dramı olarak niteleyip, onun üzerinden Lozan’a saldıranların öncelikle bu soruna ilişkin çözüm önerilerini sunmaları gerekmez miydi?

Lozan’a selam gönderirken İzmir’den Lozan’a, Montrö’ye ve hatta Hatay’a gönderilen selamları unutamayız!

lozan

Lozan Meydanı (İzmir)

İzmir’de Fuar’ın beş kapısından birisi Lozan, komşuluğundaki diğeri Montrö adlarını taşır. Kentin güneyindeki yükseltideki yerleşim ve içinden geçen cadde ise Hatay adını! Bu ad Hatay’da halkın çektiği sıkıntıların anısına 1937’de verilmiştir. Çok değil iki yıl sonra Hatay’ın Türkiye’ye katılımıyla Hatay adı İzmir’de bu kez coşkuyla var olmayı sürdürmüştür.

IZMIR-HATAY-CADDESI-GORUNUS-KARTPOSTAL__14019469_0 montro_meydani_guvercin_ucuran_kadin_heykeli15

Hatay Caddesi (İzmir)                                                           Montrö Meydanı (İzmir)

Musul sorunu mutlu sona erişmiş olsaydı kuşkusuz İzmir’de bir yerlerde yaşatılırdı!

Ceyhun BALCI, 23 Temmuz 2014

Posted in

“LOZAN’A SELAM!” için bir cevap

  1. Ömer Lütfi EROL , General (E) Avatar
    Ömer Lütfi EROL , General (E)

    Sayın Balcı,
    Sizin gibi olumlu konulara değinen bir mail dostum olduğu için çok mutlandığı mı ifade etmek isterim. bu kez de 24 Tem. 1923 te dünyanın kurt politikacıları ile 21 nci yüzyılın en önemli konusu olan Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun tescil edilmesi gibi tarihi ve yaşamsal müzakerelerin gerçekleştirilmesi ile görevlendirilen Orgeneral İsmet İnönü’nün Savaş meydanlarından, Diplomasi Masasında yer alması gerçekten olağan üstü olay olmuş ve tarihte yerini almıştır. O ana kadar, politikayla hiç ilgisi olmamış, hayatı sürekli askeri ortamda geçmiş, bu süreç içerisinde çetelerle, isyancılarla savaşırken ülkeyi işgal eden İngilizler, Fransızlar, İtalyanlarla ve Yunan Orduları ile savaşarak büyük zaferler kazanmış büyük asker İsmet İnönü’nün Lozan başarısı, yedi düvele karşı Diplomasi masasında da da kazandığı zaferi bu gün unutanlar kendilerini inkar eden gafillerdir.
    Esasen Lozan’ da Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN SAPTADIĞI TÜM İSTEKLERİMİZ Büyük bir diplomatik savaşla, bahsettiğiniz üç konu dışında tamamen kabul ettirilmiş olağan üsstü bir başarıdır.Üç konudan, Hatay ve boğazlar sorunu da yine Atatürk’ün sağlığında çözülmüştür. Fakat; Misakı Milli Hudutlarımızdan Irak’la olan kısmı M usul nedeni ile İngilizlerin ısrarı ile açık bırakılmış, 1926 yılında yine İngilizlerin girişimi ile Birleşmiş Milletlerde kararlaştırılan bu günkü Hudutlarımız kabul edilmiştir. Fakat, İngilizlerin Hindistan-Pakistan hududunu saptarken %9o nüfusu İslam olan Keşmir’i Hindistan Hudutları içinde bıraktığı gibi, Musulu’da Irak’a bırakmış, işin dahada kötüsü Irakla Hududumuzu Dağların en yüksek yerlerinden geçirerek bu gün savunulması çok zor olan bir durum yaratmıştır.

Ömer Lütfi EROL , General (E) için bir cevap yazın Cevabı iptal et