YARIN DEVRİM OLABİLİR

013
Hadi canım sen de diyeceklere hak vermemezlik edemem! Neden böyle düşündüğümü paylaşmam gerek!
Dün Soma 301 cinayetinin yıldönümüydü! Başta Soma olmak üzere çeşitli yerlerde anmalar düzenlenmişti.
İzmir’de de Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir grup insan toplandı. Çağrıcılar DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’ydi! Her zaman olduğu gibi eşlikçileri de eksik değildi.

014
Bu anmada bulunmak, oradakilere tanıklık etmek anıları tazelemeye yaradığı gibi; “yarın devrim olabilir” duygusu yaşamama da yol açmış oldu!
PKK’nin gençlik örgütü, Partizan, Kaldıraç, Dev-Lis gibi genç ağırlıklı olanların yanı sıra eski tüfek görünümlüler de alçakgönüllü topluluğu oluşturanlar arasında yerlerini almışlardı.
İşçilerin kendileri değilse bile adlarını taşıyan örgütleri vardı!

015
Devrimci İşçi Komiteleri ilgimi çeken örgüt oldu! Hem devrimci hem işçi! Bu fırsat bulunur da devrimden uzak durulur mu?
Bir başkası adında hem sosyalist hem de işçiyi barındıran partiydi.
Bu yapılanmalar gerçekleri bir yana bırakıp düşler dünyasında yolculuğa çıkanların ürünüydü.
Adını andıklarım dışında anamadıklarım da vardı elbette! Hemen hepsinin ortak noktası coşkulu ve azimli olmalarıydı. Bu bakımdan haklarını teslim etmek gerek!
Bu ve benzeri grupçukların söylemlerine yansıyan halkçı ve emekçisever yaklaşımın sokaktaki insanı etkileyememekte olduğu gerçeği de altı çizilerek saptanmalıdır! Daha önce de pek çok yazımda değindiğim bir gerçek bu durumu aydınlatmada da işe yarayabilir.
Yazıya konu olan grupçukların gerçekçi olmaları gerekiyor. Yanı sıra ayakları yere ve özellikle de yaşadıkları ülkenin zeminine basmalıdır! Uzaklardaki devrimciler kadar dilini konuştukları, ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri ve havasını soludukları bu yurdun değerlerini hiç ama hiç akıldan çıkartmamalılar! Burada başarılan devrimi ve devrimci Atatürk’ü rehber edinmekten korkmamalılar! Bu korkularını yendikleri gün Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki kalabalık kaygı yerine saygı ve sevgi duyabilir onlara! Böylelikle güç oluşturmak, o güce yığınların katılımını sağlamak mümkün hale gelebilir.
Bu düşüncelerle ayrılırken eylem alanından “yarın devrim olabilir” duygusu yerini her nedense “yoksa ben bir tımarhanede miyim?” duygusuna bıraktı!

016
Ceyhun BALCI, 14.05.2015

Posted in

Yorum bırakın