Türkiye’nin utanç verici yakın geçmişinde Fenerbahçe’nin dik duruşu kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçektir. Koskoca orduyu tek kurşun atılmaksızın teslim edebilen beceriksiz komutanların varlığı göz önüne alındığında; Fenerbahçe’nin topu, tüfeği olmaksızın başardığına saygı duymak gerekir.
Aslan namlı GS eğilip, bükülme rekorları kırarken FETÖ anlayışının sporcular arasında yaygın kabul görüyor oluşu ayrı bir sorundur.
Beşiktaş’ın yönetsel düzeydeki eğilen, bükülen duruşunu hamamın namusunu kurtarırcasına ÇARŞI biraz olsun unutturmuştur.
Dördüncü büyük Trabzon konusunda söylenecek çok şey yok yazık ki! Önceki yönetimle doruğa çıkan tuhaflık hakem alıkoyma ile taçlandırılarak başkaca söze gerek bırakmamıştır.
Sportif tercihlere gelince Fenerbahçe’nin bu bakımdan teklediğini, yanlışlara düştüğünü söylemek zorundayız.
“Dereyi geçerken at değiştirilmez!” özdeyişimizden de mi habersizdiler? Tam da sezon başlarken teknik direktör değişimine karar verince “avukat (advocaat)” getirmek kaçınılmaz olmuştur. Acil durumda camı kırınız grubundan Advocaat şimdilik çare olmuştur. Belki de çok iyi bir sezon geçirecektir Fenerbahçe. Ama, tersi olursa söyleneceklerin sonu da gelmeyecektir. Advocaat ve Hiddink gibi hocalar iki tarafı keskin bıçağa benzetilebilir. Umulmadık başarılar kazandırabilecekleri gibi yerin dibine de sokabilirler bulundukları takımı. Rastlantıya bakın ki; her ikisi de Hollandalıdır.
Sonuç her ne olursa olsun!
Fenerbahçe gibi Türkiye’nin yalnız sporda değil genelde her şekilde dik durabilmeyi başarmış kurumuna yakışmayan bir çaresizliktir takımı aceleyle Hollanda’nın her derde deva, boşta gezen “Advocaat”ına teslim etmek.
Sonucu bekleyip göreceğiz…
Ceyhun Balcı
Posted in SPOR-YORUM

Yorum bırakın