MİSAKI MİLLİ son Osmanlı Meclisi’nin 28 Ocak 1920’de aldığı tarihsel önemdeki kararın adıdır. Bu karar İngilizleri öfkelendirmiş ve İstanbul’un fiilen işgali kararı alınmıştır. Emperyalist paylaşımcıların kurgusunda böyle bir gelişme yoktur. İşgalle birlikte Meclisi Mebusan da kapatılmıştır. Bu karar her ne kadar İstanbul’da alınmış olsa da; perde gerisinde Ankara ve Mustafa Kemal vardır. Ankara’yla iletişim ve eşgüdüm halindeki mebuslar bu tarihsel kararı alarak Türk Milleti’nin pes etmeye niyetli olmadığını ortaya koymuşlardır.
İstanbul’daki meclis tarihe karıştıktan haftalar sonra Mustafa Kemal Paşa Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni açarak, Milli Mücadele’yi bu meclisten aldığı güçle zafere eriştirmiştir.
İstanbul’da kapatılan meclisin pek çok üyesi Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’ne katılır. İslâmcısından, Türkçüsüne, Osmanlıcısından liberaline, feodaline ve hatta sosyalist eğilimlisine kadar hemen her türden vekil vardır Ankara’daki mecliste. Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığı’nı ve yetkilerini kıyasıya tartışan bu meclis bir şeyi tartışma konusu bile etmemiştir : MİSAKI MİLLİ! Türk Milleti’ni ortak paydada birleştiren MİSAKI MİLLİ bu yönüyle de son derece değerlidir. Denilebilir ki; Milli Mücadele bu belgeye dayanılarak örgütlenmiştir. Milli Mücadele’nin başarıya ulaşması sonrasında rehberliğini sürdürmüştür MİSAKI MİLLİ.

Örneğin, Misakı Milli sınırları içinde yer alan Hatay 1939’da Cumhuriyet’in 16. Yılında sınırlarımız içine katılırken; yine Misakı Milli sınırları içinde yer alan Musul ve çevresi tüm çabalara karşın ülkemiz topraklarına katılamamıştır.
Artısıyla, eksisiyle Misakı Milli varlığını sürdürmektedir. Misakı Milli varoluşundan bu yana Türkiye’yi yönetenlerin göz ardı edemeyeceği bir önemli belge olagelmiştir. Misakı Milli bu özelliği gereğince bugün de anlam ve önemini korumaktadır.
Bugünkü sınırlarımızın değişmezliği hiçbir tartışma ve gelişmeye konu edilemez.
Bunu konu eden hiçbir görüş ve siyaset kabul edilemez.
Misakı Milli günümüz Türkiye koşullarında da göz önünden bir an ayrılmaması gereken bir belge olmayı sürdürmektedir.
Misakı Milli’yi tartışmaya açmak isteyen, bu haritayı değiştirmeyi bir şekilde amaçlayan siyasi oluşumlar Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana var olmakla birlikte 30 yılı aşkın zamandır silahla bu amaca erişmeye odaklanmışlardır.
Emperyalizmin maşası olduğu kuşku götürmez bir gerçek olan PKK terör örgütü dağda silahla, ovada siyasetçi kisveli düzenbazlıkla faaliyetlerini iniş ve çıkışlarına karşılık sürdürmektedir.
Türkiye’nin son 15 yılına damga vuran politik ortam özellikle son birkaç yıldır ayrılıkçı siyaset anlayışına aradığı fırsatı bir kez daha sunmuştur. İç siyaset kaygıları Cumhuriyet’le sorunu olmayan ve hatta Cumhuriyetçi kimi kesimleri ayrılıkçılığın yedeğine alması sonucuna yol açabilmiştir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu zor durumdan çıkması için silahlı terör örgütünün siyasi uzantısıyla yan yana gelme seçeneğine sıcak bakanlara MİSAKI MİLLİ diyorum. Misakı Milli’yle sorunu olan bir siyaset anlayışıyla bir araya gelmek amaç ve hedef her ne olursa olsun ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktır.
MİSAKI MİLLİ aradan geçen bir asıra yakın zamandan sonra Türkiye’yi bir arada tutan, Türk toplumunu ortak paydada buluşturan önemli belge olmayı sürdürmektedir.
Türkiye’de yaşayanların ezici çoğunluğu için MİSAKI MİLLİ’nin önemli bir ortak payda olduğu unutulmamalıdır.

haticeozcan2014 için bir cevap yazın Cevabı iptal et