Cumhuriyet’in akıl ve bilim yolunu izlemesine bağlı olarak hızla ilerleyen alanlardan birisi de yerbilimleri oldu. Bu kapsamda İhsan Ketin ve Sırrı Erinç adlarını saymamak haksızlık olur!

İhsan Ketin : Kuzey Anadolu Fayı’nı bulan yerbilimcimiz
Sırrı Erinç : Ülkemizde Coğrafya ve Yerbilimleri’ni eşzamanlı okuyan ilk bilimcimiz.

Yaşayanlar içinde Celâl Şengör’ün alana egemenliği ve yetkinliği konusunda kuşku duyulamaz.

Yerbilimlerinin küresel değeri Celâl Şengör’e kulak vermek yerine yazgıya razı olmak. İçinde bulunduğumuz çağla ne denli uyumlu?
Celâl Şengör Kanada Yerbilimleri dergisinin geçen yılın son sayılarına kapak oldu. Dünyanın öteki ucunda değeri bilinen Şengör ülkesinde sözünü dinletemedi.

Anadolu yarımadasının haritasına bakıldığında faysız alan neredeyse bulamazsınız. Anadolu, dünyadaki başka pek çok bölge gibi depremsel bir alandır. Anadolu’nun fay haritası Cumhuriyet’le birlikte yapılmaya başlanmıştır denebilir. Buna bağlı olarak ülkemizin depremselliği olağandır. Olağan olmayan deprem beklentisinin yokluğu ya da ciddiye alınmamasıdır.

Anadolu’da milyonlarca yıldır bulunan fayların farkına varılmasını sağlayanların yapmak istediği açıktır. Yaşadıkları ülkeye ve dünyaya katkı sunmak. Bir bakıma hayat bilgisi dersine katkıdır yaptıkları. Bu veriler hak ettiği ilgiyi görseydi Türkiye’de yaşanan hemen her depremden sonra kendisini gösteren zavallılık görüntüleri ortaya çıkmazdı.

İç parçalayan çığlıklar, yazgıya başkaldıran yazgıcı insanlar…

Mutlaka farkındasınızdır!

Her depremi izleyerek ortama egemen olan birkaç söylem var!

Birisi “yaşam üçgeni” diğeri “toplanma alanları”!

Her ikisinin de önemini gözardı etmeksizin bende yarattıkları izlenim depremde yapılarımızın yıkılacağı varsayımının beklenen senaryo olduğudur!

Yapılarımızın çürük olduğu, yapıların içindekilerin bu durumun farkında olduğu her şekilde bellidir. Unutmadan eklemek gerekirse, insanımızın bir başka önemli ilgi alanı depremlerin zamanının önceden kestirilmesidir. Çürük ve yıkılmaması olanaksız yapılarda yaşayanları yaşama bağlayacak biricik olanaktır depremi önceden bilip kaçabilmek!

Değerli yerbilimcilerimizin bıkıp usanmadan yapmaya çalıştıklarının anlaşılmadığını gören doğa iş başa düştü diyerek sahneye çıktı.

Akhisar, Elâzığ-Malatya, Marmaris, On iki Adalar ve onları izlemesi olası başkaları…

Her depremde ya da doğal afette olduğu gibi bu kez de yönetenlerimiz öfke odağı olmayı başardılar. Gamsızlık, aymazlık ve densizlik onların tutumunu tanımlamak için sıralanabilecek en hafif sıfatlardır.

Onlara öfkelenip, iç boşaltıp rahatlamak çekici bir seçenek olsa da madalyonun ters yüzüne bakmadan edemem!

Yönetenlerin aymazlığı ya da bir başka eksikliği depremsel olduğu bilinen bir ülkede yapıların kumdan kaleler gibi yıkılmasını bir ölçüde açıklar!

Depremsel ülkenin acı gerçeğine katkıda bulunan gamsızlık, aymazlık ve kural tanımazlık gibi davranışların aynı zamanda toplumsal boyutta kötü alışkanlıklar olduğu unutulmamalıdır. Başka deyişle siyasetçiye egemen olan olumsuzluk nedensiz ve dayanaksız değildir.

Yönetenlerin hatası, toplumun bu bağlamdaki tutkusunun oy kaynağı olduğunu görmesi ve oy uğruna yanlışlıklara göz yummasıdır.

Kabahatin birazı da canı yanınca feryat figan ortalığı inleten güzel, saf ama biraz da iyi niyetli olmadığı açık olan halkımızda değil midir?

Üzgünüm halkımıza da dokundurmak zorunda kaldığım için…

Ceyhun Balcı

28.01.2020

Posted in

Yorum bırakın