Kategori: GEZİ-YORUM
-
Hüznümüzü Hasanoğlan’da bırakıp Hitit Yurdu’na sürüyoruz aracımızı. Güne Baoğazkale ya da Alacahöyük’te başlamak yerine Çorum’u tercih ediyoruz. İl merkezindeki müze ile ona eşlik eden başka bir kaç tarihsel yapıtı görülenler listemize eklemekte yarar var diye düşünüyoruz. Çorum yolunda kızıl fonlu traverten oluşumları Bozkır boyunca Hitit Güneşi’ne yolculuk ediyoruz. Kızılırmak havzasına varınca toprağın rengi de kızıla…
-
Hitit Güneşi’ne doğru yol alırken Anadolu Güneşi’ne selam durmamak olmazdı. Ankara’nın doğusunda 35. kilometrede gördüğümüz Hasanoğlan yön götericisi biraz buraya da zaman ayırın der gibi geldi bize. Hasanoğlan savaşlar yoksulu, yoksunu ve yorgunu genç Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine doğan güneşe eşdeğer Köy Enstitülerinin 15.si olarak kurulmuş bu Ankara beldesinde. Künyesindeki “yüksek” sözcüğü diğer köy enstitülerine öğretmen…
-
Pek çok kez kat ettiğimiz ama yakın çevresindeki güzelliklere ve değerlere ilgimizi esirgediğimiz yollar, yolculuklar vardır. İzmir-Ankara yolculukları 30 yıl önce sıkça yaptığımız son 5 yılda canlanan rotalaraımızdan birisi oldu. Kabul etmek gerekir ki; çift yollar yolculuğu kolaylaştırdı, yol zamanını kısaltırken belki de böylelikle çevreye ilgi göstermeyi aklımıza getirdi. Son yıllarda bu rotada bir alışkanlık…
-
Rio olimpiyatları sona erdi. Hemen belirtmekte yarar var. Her ne kadar olimpiyatlar sonuç olarak bir ülkede yapılsa da o ülkenin adıyla anılmıyor. Yapıldığı kent olimpiyata adını veriyor. Olimpiyatlara katılan her 3 ülkden ikisi madalya bakımından evine eli boş dönüyor. Dünyadaki gelişmişlik dağılımıyla uygun bir görünüm. Katılıp renk kattıktan, figüranlık yaptıktan sonra hoş anılarla ayrılmış olacaklar…
-
Her an acelesi olan, o nedenle de yazıdan çok görseli önceleyen günümüz insanı gerçeğini göz önünde tutarak sonda söyleneceği başta vurguluyorum : “YOLDAN ÇIKIN!” İzmir-Ankara karayolunda kaç kez yolculuk yaptığımı anımsamam olanaksız. Otuz yılı geçkin bu öyküde çoğu yolculuk toplu taşıma araçlarıyla yapılmıştır. Özellikle son yıllarda uçağa binmediğimiz zamanlarda bu yolu kendi taşıtımızla kat ettik.…
-
Çanakkale iki yakası iki anakarada olan ikinci ilimiz. On beş dakika içinde anakara değiştirme heyecanı yaratan bir kent. 950 km2’lik yüzölçümüyle Sakız adasına eşdeğer büyüklükte. Kayalıklar ve adacıklar bir yana bırakıldığında kuzey Ege’deki iki önemli ada olan Gökçeada ve Bozcaada Çanakkale’ye bağlı. Kent merkezi deniz kıyısı başka pek çok kentimizde olduğu gibi insanın içini açan…
-
Çanakkale’den feribotla 15 dakika içinde Gelibolu yarımadasına ulaşıyorsunuz. Kanla sulanan, canla beslenen topraklara ayak basar basmaz çok değil 100 yıl önce yaşanmış acımasız bir savaşın mekânında olduğunuzu bir an bile aklınızdan çıkartmanız olanaksız. Kaygı ve heyecan yarımadada bulunduğunuz sürece size eşlik eden vazgeçilmezler. Martıların eşlik ettiği kısa yolculuğunuzun sonunda bir yanda “DUR YOLCU” diğer yanda…
-
Hititlerin Wilusa, Homeros metinlerinden anlaşıldığınca Yunanların İlios olarak adlandırdıkları, bizlerin ise yaygın olarak Truva olarak bildiği antik kent dünyaca tanınmışlık bakımından ön sıralarda yer alır. Truva antik kentinin sığınak olması ve sığınanların kentin gelişmesine katkıda bulunması bakımından rüzgâr önemli bir doğal kaynak olagelmiş. Geçmişte denizcileri Truva’ya sığınmaya zorlayan rüzgâr günümüzde yenilenebilir enerji üretimi için önemli…
-
Bir kaç günlük Polonya gezisinden önce Polonya’nın tarihine göz atarken XVIII. Yüzyılda Polonya’yla ilgili olarak çok fazla şey yazılmadığını fark ettim. Çünkü, XVIII. yüzyılın sonundan başlayarak XIX. yüzyılın tamamı Polonya’nın karanlık çağı olmuş. XVI. yüzyılda İsveç’le başlayan işgal süreci bu karanlık dönemde ülkenin farklı bölgelerine göre değişiklik göstermek üzere Rusya, Prusya ve Avusturya ile sürmüş.…
-
Katakekeumene’ye Amasyalı coğrafyacı-gezgin Strabon’un Coğrafya (XII-XIII-XIV) kitabında 7 kez değinilmiş. Dilimizin kolayca dönmediği Katakekaumene adını Strabon’a borçluyuz. Türkçe Yanık Yöre adı da bölgeyi tanımlamada son derece yeterlidir. Alaşehir’den sonra 500 station uzunluğu, 400 station genişliği olan (9250 x 7400 metre), Mysia ve Maionia denen ve Katakekaumene olarak adlandırılan bölgeye gelinir. Burada hiç ağaç yoktur. Toprağın…
