Kategori: mısırı gezi-yorum
-
Günümüz İskenderiyesinde kent içindeki kütüphanenin antik olanı yaşatması amaçlanmış. Bugünkü kütüphane 2002’de yapılmış. Yerleşkede planetaryum ve müzeler de yer alıyor. Dört milyon dolayında kitabın bulunduğu bugünkü kütüphane dairesel yapıda olup 160 metre çaplıdır. Yüksekliği 32 metreye varmaktadır. Dairesel biçem Akdeniz’e doğan güneşi simgelemektedir. Sekiz milyon kitaba yer olduğu bilgisini eklemekte yarar var.
-
…Saat kulesindeki saat Luksor’dan Paris’e götürülen dikilitaşa karşılık olarak verilmiştir. Mısır dikilitaşı gibi paha biçilmez bir yapıta karşılık olamayacak denli değersiz olsa da XIX. yüzyıl koşulları düşünüldüğünde teknolojinin satın alma gücünü gösterdiği düşünülebilir. Saat buraya getirilirken bozulmuş. O gün bu gündür çalışmamaktaymış.
-

İlkokul bilgilerimizle belleklerimize işlenmiş olan üçlü Keops, Kefren ve Mikerinos olanca görkemleriyle karşımızda. Mısır’daki diğer ören yerlerine göre burası biraz daha kalabalık.
-

Nil’in iki yanındaki mango ağaçları, muz bahçeleri ve şeker kamışı tarlaları eşlik ediyor yolculuğumuza. Hurma ve palmiye ağaçlarını unutmamak gerek.
-
Luksor’a ulaşıyoruz. Nil’deki yüzer otelimize gitmeden önce ayağımızın tozuyla Luksor tapınağına yöneliyoruz. “Yavaş yavaş, Hasan Şaş” “Yavaş yavaş Mansur Yavaş” sözleriyle karşılanıyoruz. Yalnız Luksor’da değil Mısır’daki tüm ören yerlerinin önünde gezgin satıcı duvarını aşmanız gerekiyor. Türk olduğumuzu anlayan satıcılar öğrendikleri Türkçe tümceleri sıralayarak ilgimizi çekme çabası içindeler. Onlara soru sormak ve hatta göz teması kurmak…
-
Eski Mısır, yeryüzünde filizlenen ilk uygarlık olmamakla birlikte diğerlerinden çok uzun süre ayakta kaldı. En parlak döneminde dünyadaki uygarlıkların en görkemlisi oldu.
-
Türkiye’den daha geniş yüzölçümüne sahip olan Mısır’ın Nil boyunca dar bir alanla sınırlı bölgeler dışında verimli toprağı yok. Geniş çöllerle bezeli ülkeye gökyüzünün esirgediği yağıştan gelmeyen bereketi Nil sunuyor.
