Kategori: GEZİYORUM
-

Nil’in iki yanındaki mango ağaçları, muz bahçeleri ve şeker kamışı tarlaları eşlik ediyor yolculuğumuza. Hurma ve palmiye ağaçlarını unutmamak gerek.
-
Luksor’a ulaşıyoruz. Nil’deki yüzer otelimize gitmeden önce ayağımızın tozuyla Luksor tapınağına yöneliyoruz. “Yavaş yavaş, Hasan Şaş” “Yavaş yavaş Mansur Yavaş” sözleriyle karşılanıyoruz. Yalnız Luksor’da değil Mısır’daki tüm ören yerlerinin önünde gezgin satıcı duvarını aşmanız gerekiyor. Türk olduğumuzu anlayan satıcılar öğrendikleri Türkçe tümceleri sıralayarak ilgimizi çekme çabası içindeler. Onlara soru sormak ve hatta göz teması kurmak…
-
Eski Mısır, yeryüzünde filizlenen ilk uygarlık olmamakla birlikte diğerlerinden çok uzun süre ayakta kaldı. En parlak döneminde dünyadaki uygarlıkların en görkemlisi oldu.
-
Türkiye’den daha geniş yüzölçümüne sahip olan Mısır’ın Nil boyunca dar bir alanla sınırlı bölgeler dışında verimli toprağı yok. Geniş çöllerle bezeli ülkeye gökyüzünün esirgediği yağıştan gelmeyen bereketi Nil sunuyor.
-
İki günlük Çameli gezimizin Kibyra’dan sonraki durağı oldu Acıpayam kanyonu. Eskil kentler gibi doğal ortamlar da insanlarla buluşturuluyor. İlk bakışta olumlu bir durum olsa da, insanla buluşan tarihsel, doğal ve kültürel ortamların başına gelenleri anımsayınca kaygılanmamak elde değil. Çameli’den Denizli’ye giderken anayoldan biraz saparak Acıpayam’a 40 km uzaklıktaki gözlerden uzak bu doğa harikasına ulaşabilirsiniz. Yol…
-
Anadolu’da 180’i aşkın antik (eskil) kent olduğu yazılı kaynaklarda. Elbette, bu sayı kazılmış ve günyüzüne çıkartılmış olanlara ilişkin. Kazılar sürdükçe bu sayının artması şaşırtıcı olmayacaktır. Herhangi bir yoldan birkaç yıl geçmeseniz ören yeri gösteren tabelalara yenilerinin eklendiğini görürsünüz. Adı üstünde “bereketli hilâl”! İnsanlık tarihinin hemen her döneminde yoğun yerleşime ve yaşama sahne olmuş bugün üzerinde…
-
Sözcükler ve kavramlar insanlık tarihi boyunca çağrıştırdıkları anlamlar bakımından değişim ve başkalaşım göstermişlerdir. Bu sürecin çoğunlukla yavaş ilerlediği de gerçektir. Madımak ayrıcalıklıdır. Üzerinden 30 yıl geçmiş olaydan sonra madımak sözcüğünün çağrıştırdığı artık şiddet, vahşet ve utançtan başkası değildir. Madımak sözcüğünün sözlüklerdeki karşılığı yerine güncel çağrışımlara uygun karşılıklar eklense yeridir. Özetle, madımak sözcüğünün 2 Temmuz 1993’ten…
-
Valensiya’yı anlatırken taşkınlara neden olan Turia ırmağının yatağının değiştirilmesinden sonra eski ırmağın Valensiya’yı saran bir yeşil kuşağa dönüştüğünden söz etmiştik. Eski Turia ırmağının denize yaklaştığı noktada Santiago Calatrava sahne alıyor. Calatrava (1951- ) dünyaca ünlü İspanyol mimar. Ülkesinde olduğu kadar dünyanın başka ülkelerinde yükselen yapıtlarıyla ünlenmiş. Avrupa, Amerika ve Asya anakaralarındaki yapıtları etkileyici.…
-
Valensiya, İspanya’nın güney batı Akdeniz kıyısında 750 bin yaşayanıyla ülkenin üçüncü büyük kenti. Akdeniz mi çekti bilinmez. Valensiya’yı daha çok sevdik. Madrid kalabalığından sonra Valensiya’daki dinginlik ıssızlık çok hoşumuza gitti. Arap egemenliğinde adı Balansiya olan Valensia adı çoğumuz için bir portakal türünden ötürü tanıdıktır. Valensiya adının kökenini savaş sonrasında askerlerin kahramanlıklarını öven anlamda Romalılara dayandıranlar…
-
Son yıllarda gangrene dönüşen hekime şiddet olgusuna hekim göçü eklendi. İlk bakışta farklı iki kavram gibi görünse de biri diğerini etkileyen, hatta neden olan iki olgudan söz ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de Sağlık Bakanı’na yöneltilen bir soruya sayın bakanın yanıtı bu ikiliyi bir kez daha gündeme getirdi. Soru “Hekimler neden Türkiye’den ayrılıyorlar?” idi. Sayın bakan akılcı…
