Geçtiğimiz yılın 1 Haziran seçimlerinden sonra başlayan kanlı süreçte 10. kez kitlesel terör yaşamış olduk dün akşamki Atatürk Havalimanı saldırısıyla.
“Az önce Türkiye’de bir terör saldırısı gerçekleşti. Dünya bu işlerin nereye gitmekte olduğunun farkına varacak mı? Çok üzücü. Bu korkunç terörü ABD’nin dışında tutmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.”
Yukarıdaki insanlıkdışı sözleri kim söylemiş olabilir?
Donald Trump!
ABD başkanlık seçimlerine Cumhuriyetçi Parti adayı olarak katılacak olan cüzdanının şişkinliğiyle orantısız incelikte vicdanı ve olmayan insanlığı ile tanınır!
Ne bir taziye ne de bir rahatsızlık söz konusudur dehşet verici sözlere yansıyan!
Pek çok kişiyi kızdıran, çılgına çeviren sözlerin sahibi Donald Trump’a kızamıyorum. Hatta, sağduyu ile düşündüğümde açık sözlülüğü için teşekkür edesim bile geliyor.
Başkanlık seçimindeki karşıtı Hillary Clinton’un şu sözleri ilk bakışta çok daha insancıl ve dokunaklı gelebilir pek çoğumuza!
“Tüm Amerikalılar ulus halinde ayakta ve bu nefret ve şiddet kampanyasına karşı Türk halkının yanındadır.”
Oysa, çok daha tehlikeli ve içtenlikten yoksundur bu sözler. Taziye sunar gibi yaparken bildiğini okuyan insanın ikiyüzlülüğü sinmiştir sözcüklere.
Bush ya da Reagan dönemindeki haydutluk Clinton ya da Obama döneminde değişikliğe uğradı mı?
Hemen her dönemde adlar ve kişiler değişse de, politikalar değişir görünse de şiddeti kullanarak dünyayı şekillendirme amacı hep aynı kaldı. Şiddeti ABD topraklarından uzak tutmanın yanı sıra şiddeti olabildiğince artırma hedefinden hiç şaşılmadı!
Trump’ın açıkça söylediği Clinton’un söylemese de bilinçaltına sinmiş olan şiddeti ABD’den uzak tutma söylemlerine bir karşılık vermek gerekiyor!
Dünyanın mazlûm milletleri daha fazla kan dökülmesini önlemek, acıdan ve dehşetten kurtulmak istiyorlarsa eğer AB(D)’yi ülkelerinden uzak tutmalıdırlar! Kuşkusuz coğrafik olarak uzaktadır AB(D) dünyanın pek çok mazlûm milletinden! O uzaklığa inat o denli iç içe geçmiştir ki AB(D) ve mazlûm milletler; acıya doymuş olması gerekenlerin artık bağımsızlığı ve kendi bölgelerini anımsamaları kaçınılmaz zorunluluktur.
Son çeyrek yüzyılda AB(D) kaynaklı şiddetten fazlasıyla çeken Türkiye ivedilikle kuruluş ve var oluş ayarlarına dönmek; o ayarları bir daha bozdurmamak göreviyle karşı karşıyadır.
Tersi durumda, Trump gibi sözünü sakınmazların; Clinton gibi ikiyüzlülerin sınır tanımazlıkları sürüp gidecektir.
Terör bugün IŞİD yarın PKK, YPG, PYD kaynaklı olabilir. Bunun zerre kadar anlamı yoktur. Pek çok benzerleri gibi yanı başımızdaki bu örgütler AB(D) tarafından oluşturulmuş, korunmuş, kollanmış ve kullanılmışlardır. Anlaşıldığı kadarı ile son kullanma tarihleri dolmamıştır.
Güneşin doğudan yükseldiğini anımsama, yüzümüzü kendi bölgemize dönme zamanıdır!
Bir daha başımız sağ olsun dememek için…
Ceyhun Balcı, 29.06.2016
Posted in İSYAN-EDİ-YORUM
“TERÖRDEN NASIL KURTULURUZ?” için 2 cevap
-
“Türkiye ivedilikle kuruluş ve var oluş ayarlarına dönmek; o ayarları bir daha bozdurmamak göreviyle karşı karşıyadır.”
Doğru da Ceyhun bey, kiminle, nerede, ne zaman? Bu fabrika ayarlarına döndürebilmek için etrafıma bakıyorum bir avuçuz sen, ben, bizim oğlan. Yetmiyoruz, yetişemiyoruz…-
Çok haklısınız! Ama, umutsuz olmak gibi bir hakkımız olmadığı da kesindir…
-

cumhuriyetciyorum için bir cevap yazın Cevabı iptal et