Kategori: GEZİYORUM
-
İçinde bulunduğumuz günlerde vaktiyle değerleri aşındırmış olmanın, o da yetmeyip o değerleri bütünüyle unutmuş olmanın acısını yaşıyoruz. TBMM’nin duvarına kazınmış “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” sözü yıllar ilerledikçe algılanmaz oldu. Algılansa bile değeri bilinmezleşti. Yedi düveli vatan topraklarından çıkartıp denize dökenlerin kolayı değil zoru seçmiş olması bile anlaşılmadı. Oysa, Anadolu’yu düşman çizmesinden kurtaran Mustafa Kemal için…
-
Bir dönem olimpiyat aşkıyla yanıp tutuştuk. Neredeyse her olimpiyatın adayı olduk. Hevesimizi şimdilerde EURO futbol şampiyonası ile gideriyoruz. Son şampiyonaların hemen hepsine aday olduk. Böyle giderse biz bildirmeden adımızı aday listesine koyacaklar. Kaçan balık büyük oldu dün EURO 2024’ün Almanya’ya verilmesiyle. Uçak ve saray tutkusuyla gündemde olan başyücenin soluklanmasına yarayacak olan EURO 2024 evsahipliğinin gerçekleşmemesiyle…
-
Dilimizdeki yaranın derinliğinden midir bilinmez! Çifte dil bayramımız vardır bizim! İlkinin kökeni Karamanoğlu Mehmet Bey’e dayanır. Türkçe kullanımının önemine vurgu yapan şu sözlerini duymayan yok gibidir. “BUGÜNDEN SONRA DİVANDA, DERGÂHTA, BARGÂHTA, MECLİSTE VE MEYDANDA TÜRKÇE’DEN BAŞKA DİL KULLANILMAYACAKTIR.” 13 Mayıs 1277 Dil bayramlarımızdan birisi bu söze dayanır. Karamanoğlu Mehmet Bey’in buyruğunun yerine getirilmediği…
-
Yakın tarihimizin çok önemli bir oluşumu olan İttihat ve Terakki üzerine tartışmalar zaman zaman alevlenir; kimi zaman yatışır! Ancak, hiç bitmez! Görme engellinin fili tanımlamasına benzer İttihat ve Terakki’ye çeşitli kesimlerin yaklaşımı. Örneğin, ikna edilmesi olasılığı hiçe yakın ve tarihsel gerçeklere kör bir Osmanlıcı için İttihat ve Terakki Osmanlı yıkıcısıdır. Onlara göre, İttihat ve Terakki…
-
Sarıkamış’ta Puşkin’in ayak izlerini sürmek heyecan verici bir şey gibi gelmiyor mu sizlere de? Kısa yaşamına çok şey sığdırmış ünlü Rus yazar Puşkin XIX. yüzyılın ilk yarısında Rus ordusuyla birlikte Anadolu’nun doğusuna gelmiş. Sarıkamış’ta, Erzurum’da ayak izleri bırakmış. Kendi nitelemesiyle roman-öykü-deneme yazarı, gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Tekin SÖNMEZ Puşkin’in izini sürmüş. Tekin Sönmez’le ilgili özgeçmişe…
-
İlki Fahrettin ALTAY Meydanı! İzmir’i düşmandan kurtaran ordumuzun efsane süvari birlikleri komutanının adını taşıyor. Eski adı Üçkuyular. Bu meydanın kuzeybatısında yükselen beton yığını meydanı kirletmeye başladı bile. Adıyla da İzmir’e yabancı. İzmir’de İstinye adına anlam vermek güç. Kent estetiğini bozmasının yanı sıra İzmir trafiğine getireceği yük bu AVM açıldığında yaşanarak görülecek. Fahrettin Altay Meydanı’nda yükselen…
-
İzmir’de başlayan tramvaylı yaşamla birlikte tartışmalar da dinmeksizin sürüyor. Öncelikle tramvay İzmir’e uygarlık getirdi. Öne sürülenin tersine tramvay İzmir’de hızlı kitle ulaşımı aracı oldu. Bir yanılsamayı gidermekte yarar var. Tramvayın düşük seyir hızı varılacak noktaya yavaş gidilmesi anlamına gelmiyor. Hızlı giden lastik tekerlekli taşıtlar özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde pek çok nedenle duraklayıp, yavaşlıyor. Her…
-
Latince kökenli “fascis” çubuk demeti anlamına gelen bir sözcük. Yeryüzünün en gaddar ve bir o kadar ölümcül olgusu olan FAŞİZM için ilk bakışta sevimli görünebilecek bir tanımlama sayılabilir. Düşünüldüğünde FAŞİZM’e fazlasıyla uyan bir köken olduğu da anlaşılabilir. Tek bir çubuğu eğmeniz, bükmeniz ve hatta kırmanız hiç de zor değildir. Ama, çubukların sayısı bir demet oluşturacak…
-
Cumhuriyet gazetesinin özüne dönüşüne ilişkin gelişmeler epeyce su kaldıracağa benziyor. Olay özünden saptırılarak duygu sömürüsü ortamına sürükleniyor. Örneğin, Cumhuriyet’in başından uzaklaştırılanların son dönemde yaşadıkları yargı süreci üzerinden bunca eziyet çeken insanlara bu yapılır mı türünden sözler üretiliyor. İki olayın biri diğerinden farklıdır. Cumhuriyet’i yönetenlerin yargıda yaşadıkları karşısında hiç kimse zil takıp oynamadı. Bu süreçten hoşnutluk…
-
Milli Mücadele boyunca Yenigün gazetesini yayımlayan Yunus Nadi, savaş bitip de Cumhuriyet kurulunca 7 Mayıs 1924’ten başlayarak gazetesinin adını Atatürk’ün önerisiyle Cumhuriyet olarak değiştirdi. Günlük olarak yayımlanan Cumhuriyet adı üstünde Cumhuriyet’in koruyucusu, kollayıcısı oldu. Elbette, her gazetenin görevi değildi bu. Cumhuriyet’i koruma, kollama ve Devrimler’i kökleştirme Cumhuriyet’in olmazsa olmaz görevi ve hatta varlık gerekçesi oldu.…
