Küresel Salgın bir şekilde sona erecek. Yaratacağı can kaybını kestirmek zor olsa da yol açabileceği bir başka sonucu göz ardı etmemekte yarar var. Çünkü, dolaylı yoldan da olsa o da bir sağlık sorunu yaratacaktır.

Kimin ne kadar gördüğünü bilemediğim iki dış haber dikkatimi çekti!

https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-vietnam-rice-idUSKBN21H0GO

https://www.aa.com.tr/en/economy/russia-bans-grains-exports-over-coronavirus-pandemic/1776274

Her ikisi de besinle ilintili olan bu haberlerin ortak noktası dışsatım yasağı içermesiydi.

Vietnam pirinç, Rusya’ysa tahıl üreticisi. Kendilerine yettikleri gibi her iki ürünün dışsatımından kazanç da sağlıyorlar.

Küresel Salgın’ın yarattığı üretim yitimi hiç kuşkusuz tarım ve hayvancılığı da etkiliyor. Birçok ürüne istemin azaldığı günümüzde tarım ve hayvancılık ürünlerine istemde ise patlama yaşanıyor. Olağan koşullarda sorun yaratmayabilecek bu durum ürkü ve korkunun egemen olduğu koşullardan kaynaklanan abartılı tüketimle birleşince krizin tetiğini çekebilecek boyutlara ulaşabilme riski taşıyor.

İlkokul yıllarıma döndüm bir an için!

Sosyal Bilgiler dersinde dünyanın besin üretimi bakımından kendi kendine yeten sayılı ülkelerinden birisi olduğumuz öğretilmişti. Özellikle son 40 yılda bu konumdan adım adım uzaklaştık. Son 20 yılda ise bu uzaklaşma baş aşağı hızlı düşüşe dönüştü.

Bugün Türkiye temel besinler başta olmak üzere pek çok besini dışalım yoluyla edinmektedir. Bu, GIDA EGEMENLİĞİ (GIDA ÖZGÜRLÜĞÜ) alanındaki acınası durumumuzun da ifadesidir. Özellikle salgın, savaş vb durumlarda besin dışa bağımlılığının söz konusu ülkeler için kıtlık riski taşıdığı kuşkusuzdur.

Vietnam’dan pirinç alıyor muyuz bilemiyorum. Ama, Rusya’dan tahıl dışalımı yaptığımız kesindir. Bu da bir kapının kapanması anlamına gelmektedir.

Uzun yıllar boyunca yok olması için hemen her şeyin yapıldığı tarım ve hayvancılık üretimimizi önümüzdeki süreçte epeyce arayacağız. Özendirilsin ve yeniden ayağa kaldırılsın diyenler eksik olmayacaktır.

Onlara keşke bu kadar kolay olsa diyerek karşılık verebilirim.

Çünkü, geçtiğimiz 40 yıl boyunca tarım ve hayvancılık yok edilirken o işi yapan kırsal kesimdeki insanların büyük kentlerin varoşlarına iliştirilmesi süreci de baş döndürücü hızla yaşanmıştır.

Sözün özü!

Tarımı ve hayvancılığı ayağa kaldırmaya bugün karar verilse kendi kendimize yeter duruma gelmemiz uzun yıllar gerektirecektir. Dolayısı ile Türkiye bu krize son derece hazırlıksız yakalanmıştır. Bir yandan ekonomik zorluklar diğer yandan bu aşılsa bile tarım ve hayvancılığı yapması beklenecek insan kaynağı yoksunluğu söz konusudur.

Küresel Salgın korkusu atlatılır atlatılmaz kapımızda belirecek krize hazırlıklı olmamızda yarar var!

En az Covid-19 salgını kadar üzücü sonuçlara yol açacağı kuşkusuz olan bu duruma neden olanlarla hesaplaşma da kaçınılmaz gerekliliktir.

Gıda Emperyalizmi kavramını dağarcığımıza kazandıran ve yaşamını hemen herkesi bu konuda uyarmaya adayan Osman Nuri Koçtürk’ün yüce anısına saygıyla…

Ceyhun Balcı, 01.04.2020

Posted in

“SALGINDAN SONRA…” için bir cevap

  1. hzekisungur Avatar
    hzekisungur

    Tarım Bakanı işin farkında değil şöyle ki; bütün tarım uzmanlarının üzerine basarak söyledikleri şu…
    “İçinde bulunduğumuz dönem çiftçinin ekim yapma zamanı. O nedenle çiftçiyi desteklemek gerek. Kredi, tarımsal girdiler, tohumlar, saman, gübre, akaryakıt miktar fiyatları açısından. Eğer bu iki ay gerekli destek olmaz, yeterli ekim yapılmazsa, sonbahar ve kış ayları gıda açısından çok zor günlerde kalabiliriz”.
    Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli konu ile ilgili sorulan soruya cevap veriyor… “Tarımda hiç bir sorunumuz yok, eğer gıda yetişmezse, ithal ederiz!” Sizin değerlendirmeniz ve tarım uzmanlarının söylediklerine bakarsak zor günler kapıda. Acaba bakan Somali de kiralanan topraklarda (780 bin dönüm)yetiştirilecek
    ürünlere mi güveniyor? Belki de Katar dan gelir…H. Zeki Sungur

hzekisungur için bir cevap yazın Cevabı iptal et